RSS
email
0

Manu Türkiye'ye Gelmeyecek!!

Dünkü maçlardan sonra dikkattimizi (hatta maçlardan bile fazla diyebiliriz) Ginobili'nin bir açıklaması çekti. Arjantin'in bir internet sitesine yaptığı açıklamada bu sene ülkemizde yapılacak olan Dünya Basketbol Şampiyonası'na katılmayacağını belirtmiş. Bu yazı Mayıs ayında dünyaya gelecek ikizleri ile bol bol vakit ilgilenerek geçirmek istiyormuş. Ayrıca bu önümüzdeki iki offseason'da sakatlanmamak için dinlecekmiş. Bu dinlenme sürecinden sonra 2012 Yaz Olimpiyatları'nda Arjantin milli takımındaki yerini alacakmış. Dün gece de burnu kırılan Manu'nun bu kararı ülkesinde çok tartışılacaktır sanırım.

Bu habere bizler de çok üzüldük. Kendisini ülkemizde canlı olarak izlemek isterdik. Bu kararını ise sorgulamak ne denli doğrudur bilemem. Çünkü 2008 Yaz Olimpiyatları'ında sakatlanıp Spurs formasını uzun bir süre giyememişti. Spurs de bu kararı çok beğenmiştir tabii ki. Daha yeni 3 yıllık bir kontrat yaptılar Manu ile. Bu da demektir ki en az 2 sene NBA dışında oluşabilecek sakatlıklardan kurtulacaklar. Arjantin takımı için ise çok kötü bir haber. Manu onlar için bu kadar büyük bir turnuvada çok büyük bir kayıp. Scola, Oberta, Prignioni gibi isimleri olsa da, Del Fino'nun son dönemdeki performansı artmış olsa da Manu gibi bir winner oyuncunun yeri kolay kolay dolmaz. Umarım fikrini değiştirir ama zor gibi gözüküyor.
Read more
1

San Antonio Spurs: 94 - Dallas Mavericks: 90

Gecenin bir diğer çekişmeli maçı da San Antonio'da oynandı. Son oynanan maçta Dallas'da kazanmayı bilen ve ev sahibi avantajını ele geçiren Spurs, evinde ilk oynanan maçı da kazanmayı bildi ve seride 2-1 öne geçen taraf oldu.

Maça hızlı başlayan taraf ev sahibiydi. İkinci çeyrekte farkı biraz kapatan Mavs, üçüncü çeyrek sonunda 4 sayı öne geçmeyi başardı. Ama son çeyrekte özellikle Manu Ginobili'yi ve kötü bir gece geçiren (6/16 şut yüzdesi) George Hill'i durduramayınca maçtan boynu bükük ayrıldı.

Saha avantajını iyi kullanan Spurs'de Tim Duncan 25 sayı ile takımının en skorer ismi oldu. Sakatlıktan yeni çıkan ve kenardan gelen Tony Parker 23 sayı ile takım arkadaşına yardım etti. Manu Ginobili ise attığı 15 sayının 11'ini son çeyrekte kırık bir burunla kaydederek galibiyetin gizli kahramanı oldu. Dallas cephesinde ise serinin ilk maçından bu yana müthiş oynayan Dirk Nowitzki 35 sayı-7 ribaunt-3 asist-2 top çalma maçın en skorer ismi oldu. Kenardan gelen Jason Terry ise 17 sayı ile oynadı.

Spurs avantajı eline aldı ve bunu iyi de kullanacağa benziyor. Ama Nowitzki buna izin verir mi bilmem. Zira sezonun son maçlarında inanılmaz performanslar sergileyen ve buna Playoff'larda da devam eden Alman yıldız buna pek müsade edecak gibi gözükmüyor. Sadece ona yardım edecek tecrübeli arkadaşlara ihtiyacı var ki etrafında Jason Kidd ve Caron Butler gibi isimler var. Jason Terry ise her zaman yaptığı işi en iyi şekilde yapmaya devam ediyor. Kenardan gelip skor üretiyor. Spurs'de ise Duncan eski günlerini hatırlar gibi oldu. Parker ise tekrar ilk beş çıkmak için sabırsızlanıyor adeta. Manu ise tam bir görev adamı. Takımı ne zaman ona ihtiyaç duysa hemen orda bitiveriyor. Atom karınca gibi. Son çeyrekte skor katkısı yapması gerekiyordu ve bunu da başardı. Her takımın ihtiyaç duyduğu bir oyuncu ki kolay kolay da bulunmuyor eşi benzeri. Dallas'ın Nowitzki ve Terry'ya yardımcı olacak oyunculara ihtiyacı var. Spurs'de ise işler çok iyi ve bunu bozmamaları lazım. Ancak dün gece kullandıkları tüm 3 sayılık atışları kaçırdılar (0/7). Bu konuda daha dikkatli olmaları lazım.
Read more
0

Utah Jazz: 105 - Denver Nuggets: 93

Utah evinde kazanmayı bildi. Serinin ikinci maçında Denver'ı deplasmanda mağlup ederek saha avantajını elde eden Utah, evinde oynanan ilk maçı da kazanmayı bildi ve bu avantajını bırakmadı.

Mehmet Okur gibi bir oyuncusunu kaybeden Utah özellikle D. Will ve Paul Millsap'in katkılarıyla bu eksikliği hissetmiyor. Denver'da ise Carmelo ve Billups'a yardımcı bulamadıkları için sıkıntı çekiyorlar.

Utah'da Deron Willams 24 sayı-10 asist-3 top çalma ile double-double yaparken takımının en skoreri de oldu. Kenardan gelen Paul Millsap 22 sayı-19 ribaunt-3 asist-2 top çalma ile "monster" performans sergileri. Carlos Boozer ise 18 sayı-8 ribauntluk katkı yaptı. Denver cephesinde ise Carmelo Anthony 25 sayı-7 ribaunt, Chaunsey Billups ise 25 sayı-5 ribaunt-3 asist ile oynadı.

Utah Memo'yu kaybettikten sonra onun boşluğunu Fesenko ve Millsap ile çok iyi kapatıyor. Özellikle dün geceki maçta Millsap 11/14 şut yüzdesi ile oyanadı ve 6'sı hücum olmak üzere 19 ribaunt aldı. D. Will ise kumanda koltuğunda o kadar ihtişamlı oturuyor ki... O'nu izlemek hakikaten zevk veriyor insana. Öbür tarafta işte işler biraz farklı... K. Mart'ın sakatlıktan döndüğüne sevinen Denver yönetimi bence üzülmeli. Çok formsuz. Savunmada çok korkak. Hücumda da etkisiz. Melo ve Billups bildiğimiz gibi atmaya devam ediyorlar. Ama onlara yardımcı bir oyuncu gelmiyor son iki maçtır. Serinin ilk maçında J.R. Smith'in katkısıyla 1-0 öne geçmişlerdi ama sonraki iki maçta hiç katkı gelmeyince kenardan, Utah önce ev sahibi avantajını yakaladı sonra da 2-1 öne geçti. Bakalım Utah kendi evinde seriyi bitirebilecek mi... Yoksa seri uzayacak mı...
Read more
0

Boston Celtics : 100 - Miami Heat : 98

Uzun zamandır dün geceki Boston-Miami maçı kadar büyük bir çekişmenin yaşandığı bir maç izlemediğim için sabaha kadar oturup cumartesi günümün ölmesine üzülemiyorum bir türlü. Dün gece yaşananlar dönüyor kafamda.

Bu seride Boston'un oyuncu kalitesi açısından bir adım önde olduğunu ilk yazımda da yazmıştım. Zaten bu herkes tarafından görülebilen bir gerçekti. Fakat ben bu serinin 3-0'a gelebileceğini açıkçası tahmin etmiyordum. Miami'nin en azından kendi evindeki 3. maçı kazanabileceğine hatta Boston'u bu seride daha fazla zorlayacağına inanıyordum. Zorlu da bir mücadele oldu aslında ama seriye bakıldığında 3-0 net bir sonuç. Miami bu saatten sonra geri dönebilirmi? Çok geç. NBA tarihinde Playoff'larda 3-0 geriye düşen hiç bir takım turu geçememiş. Artık bu seriyi Boston geçti dyebiliriz.

Dün gece ne mi oldu? Miami kazanabileceği bir maçı elleriyle Boston'a verdi. Takımın önemli isimlerinin (Wade dışında) bu kadar etkisiz olabileceğini maçtan önce söyleseler inanmazdım muhtemelen. Quentin Richardson ve Jermaine O’Neal aldıkları süre boyunca takımlarına neredeyse hiç bir şey vermediler.

Maç 3 kere iki takım arasında gitti geldi. İlk önce 3. çeyrek başında Heat oyunu domine etti ama Boston'un geri döneceği apaçık ortadaydı. Hücumda Miami çok adama hücum ederken (zorlama şutlar, Wade in pota altında aradığı sayılar) Boston'da ortaya çıkan sıcak eller (Ray Allen, Paul Pierce) iyi yüzdeyle attıkları şutlarla maça yeniden ortak oldular hatta farkı 9 sayıya kadar çıkardılar.

Fakat Miami yine pes etmedi. Wade ve arkadaşları maça tekrar tutunmaya çalışsalarda Miami'deki tutukluğu gözle görmemek neredeyse imkansız. Ellerinden gelen en iyi mücadeleyi sahaya yansıtmaya çalışan fakat, normal sezondaki Miami'yi mumla aratan bir mücadele sergileyen taraf Heat oldu. Kafa kafaya geçen son çeyrekte hücumda kullandıkları serbest atışlarda box out yapmayı unutan Miami'liler, savunmada da box out yapmayı unutunca, rakibin elinin boş döneceği hücumlarda savunma ribauntlarını Rajon Rondo'ya hediye etmesiyle Boston'u eli boş göndermediler. Rajon Rondo ribauntları aldı, dışarıdaki boş adamlarda cezayı kesmemezlik etmediler. Bu bölümde yapılan kritik hatalar Miami'nin kaybetme sebeplerinden birisi olarak gösterilebilir.

Son 1 dakika içinde yaşanan maçı kazanma mücadelesini Miami acemice Boston'a kaybetti diyebiliriz. İki ne yapmaya çalıştıkları anlaşılamayan hücumda Miami eli boş döndü. Son 30 saniyede maç berabere iken Wade'in kullandığı 3 sayılık atış isabetsiz olunca son 10 saniyede Boston elinde top ve karşısında kazanılacak bir maç buldu. Paul Pierce takımın lideri olduğunu Playoff'un hemen başında son saniyede kullandığı şut tercihiyle bir kez daha gösterme ihtiyacı duymuş olacak ki, küçük bir şov yapmaktan geri durmadı. Pierce son 0.6 saniyede elinden çıkardığı uzak mesafe şut ile hem rakibine süre bırakmadı hemde sayıyı yaptı. Top çemberden geçtiğinde yanan kırmızı ışıkların cazibesi çekmişti onu sanırım.

Bu saatten sonra Miami'nin geri dönme ihtimali yok fakat ben onlardan Playoff'larda daha farklı şeyler beklerdim açıkçası. Bu kadar iyi bir savunma takımının bu kadar kötü savunma yapması anlaşılır gibi değil.

Heat'te Wade 34 sayı ile maçın en skorer ismi olurken 8 asistiyle de kazanmak için herşeyi yaptı diyebiliriz. Skora ondan başka doğru düzgün başka katkı sağlayabilen olmayınca kazanamadılar demek pek doğru olmayabilir ama maalesef başka 20 sayı barajına yaklaşanda olmadı. Bostonda ise Pierce 32 sayı 8 ribaunt la oyunu domine ederken, Ray Allen da 25 sayıyla arkadaşına destek oldu. Serinin kilit isimlerinden biri olan Kendrick Perkins sayı üretemezken 12 ribaunt ile oynadı.
Read more
0

Chicago Bulls: 108 - Cleveland Cavaliers: 106

Chicago did it again!! Geçen seneki Playoff ilk turunda Boston'a yapacağını yapan Bulls, bu sene de Cavs'den bir maç çalmayı başardılar. Gerçi benim beklentim Bulls'un en az iki maç kazanacağı yönünde bu seride ama Lebron ve saz arkadaşları seriye öyle bir başlangıç yaptılar ki, kimse Bulls'un yüzüne bakmaz oldu.

Aslında maça hızlı başlayan taraf Cavs oldu. İlk çeyrekte 11 sayı fark atan NBA lideri, 2. ve 3. çeyreklerde bu farkın kapanmasını engellediler. Son çeyreğe 11 sayı farkla önde girmelerine rağmen Rose ve arkadaşlarının son çeyrekteki üstün performansı ile mağlubiyetten kurtulamadılar.

Ev sahibi ekipte Derrick Rose 31 sayı-7 ribaunt ile takımının en etkili ismi oldu. İlk iki maçta etkisiz görünen Kirk Hinrich 27 sayı-5 ribaunt-5 asist ile, Luol Deng 20 sayı-3 ribaunt ile, Joakim Noah ise 10 sayı-15 ribaunt ile katkıda bulundular. Cavs cephesinde ise Lebron James 39 sayı-10 ribaunt-8 asist-2 top çalma-3 blokluk canavar performansı galibiyet için yeterli olmadı. Mo Williams 21 sayı ile oynarken, Antawn Jamison 19 sayı-11 ribaunt ile katkı yaptı.

Chicago son çeyrekte oyuna konsantre olarak geriden gelip maçı almayı bildi. Bunda en büyük etken Shaq'ı durdurabilmeleri ve Kirk Hinrich'in serinin ilk iki maçındaki üstündeki ölü toprağını atarak 9/12 gibi çok iyi bir şut yüzdesi ile oynamasıydı. Ama hala Lebron'u savunmakta güçlük çekiyorlar. Gerçi onu savunmakta kim güçlük çekmiyor ki? Bir de Bulls'un maçta 8 kişilik bir rotasyon kullandığını belirtmek lazım. Sakatlıktan dolayı herhangi bir eksikliği olmayan takımda koç Del Negro'nun neden böyle bir karar aldığını merak ettim doğrusu. Evinde oynanan ilk maçı zor da olsa kazanmayı başaran Bulls, bakalım "Lebron ve Dadaşlar"a ne kadar dayanabilecekler...
Read more
0

NBA TV'de Bu Ay


18 Nisan Atlanta - Milwaukee 00.30
19 Nisan Phoenix - Portland 05.30
20 Nisan Denver - Utah 05:30
21 Nisan Atlanta - Milwaukee 02.00
21 Nisan Phoenix - Portland 05.00
22 Nisan Orlando - Charlotte 02.00
23 Nisan Portland - Phoenix 05.00
24 Nisan Utah - Denver 05:30
24 Nisan Portland - Phoenix 23.30
25 Nisan Chicago - Cleveland 22.30
27 Nisan Charlotte - Orlando 03.00
Read more
0

21 Nisan 2010 / Top 5

Read more
1

Memo'nun Doktorundan Açıklama


Utah Jazz'da forma giyen milli pivot Mehmet Okur’un Türkiye’deki doktoru Prof.Dr.Mustafa Karahan, Jazz'ın takım doktoru Lyle Mason ile yaptığı görüşmeden sonra yıldız oyuncunun son durumu ile ilgili resmi açıklamayı yaptı.

Mehmet Okur’un resmi internet sitesinde yer alan açıklamada ameliyat sonrası tedavinin de Memo'nun en kısa zamanda sağlığına kavuşması açısından önemli olduğunu vurgulayan Karahan şunları kaydetti: “Utah Jazz takım doktoru Dr. Lyle Mason ile yaptığım telefon görüşmesinde Mehmet Okur'un Denver Nuggets maçında sol aşil tendonunu kopardığını öğrendim. Aşil tendonu kas tendon bileşkesine yakın bir bölgeden kopmuş ve bu hafta içerisinde aşil tendon onarımı yapılması planlanıyor."
Read more
0

Yılın Koçu; Scott Brooks !!!


NBA'de yılın koçu ödülü sezonun flaş ekibi Oklahoma City Thunder'ın koçu Scott Brooks'un oldu. Oylamada 480 puan alan Brooks, Scott Skiles ve Nate McMillan'ın önünde bu ödülü almaya hak kazandı.

Thunder'ı tarihin en kötü başlangıçlarından birini yaptığı (3-29, 2008-2009 sezonu) sezondan hemen sonra 50 galibiyet alan bir takım haline getirmeyi başaran Brooks, bu genç kadronun gelişmesi ve önümüzdeki yıllara damga vurabilmesi için gerçekten sıkı çalışıyor. Genel menejer Sam Presti Brooks hakkında, " her zaman daha iyisini yapabilmek için çabalıyor ve bunun için her yolu deniyor" demiş.

Bence de sonuna kadar hakedilmiş bir ödül he bu ödülü Scott Skiles alsa da aynı şeyleri söylerdim muhtemelen çünkü iki koç da sezon başında lottery takımı gözüyle bakılan takımlarını play off'a taşımayı başardılar.
Read more
0

Orlando Magic: 92 - Charlotte Bobcats: 77

Gecenin diğer maçında, Oralndo'da Magic Bobcats'e şans tanımadı. İlk maçın sonlarına doğru direnç gösterseler de maçı kazanamayan Bobcats, serinin ikinci maçında bu kez direnemedi ve seride 2-0 geriye düştü.

Aslında Orlando'dan beklenen bu seride Bobcats'i süpüremesi. İlk maçta Gerald Wallace'ın müthiş oyunu ile ayakta durmaya çalışan fakat Orlando'ya yetişmeyi başaramayan Bobcats, bu maçta daha uzak kalmış rakibine.

Ev sahibi ekipte ilk 5 oyuncularının tamamı çift haneli skorlar üretirken Vince Carter 19 sayı-5 ribaunt-3 asist-2 top çalma ile en skorer isim olurken, Dwight Howard 15 sayı-9 ribaunt-2 top çalma-2 blok ile galibiyette pay sahibi olan diğer isimdi. Charlotte cephesinde ise Stephen Jackson 27 sayı-3 ribaunt-3 asist ile maçın en skorer ismi olmasına rağmen 7 top kaybı yaptı. İlk maçın tıldızı Gerald Wallace ise 15 sayı-6 ribaunt-4 blok ile ilk maçtaki performansından uzak kaldı.

Bu sonuçla Orlado seride 2-0 öne geçti. Ben Bobcats'in pek direnç gösterebileceğini sanmıyorum ve süpürüleceğini düşünüyorum. Siz ne düşünüyorsunuz?
Read more
1

Dallas Mavericks: 88 - San Antonio Spurs: 102

Çeyrek finallerin en çekişmeli serisine sahne olacak olan karşılaşmada, Spurs deplasmanda Mavs'i devirerek seride eşitliği sağladı ve saha avantajını elde etti.

Normal sezon bitmeden önce blogda bunu yazıp çizmişti, Batı'daki yer apma savaşında Spurs'den kaçılması gerekir diyerekten. Ama Dallas bizi pek dinlememiş. Ben şahsen Lakers-Spurs eşleşmesi isterdim ama Mavs-Spurs serisi de tadından yenmeyecek gibi duruyor.

Maçın kazanılmasında en büyük etken eski günlerini hatırlayan Tim Duncan oldu. 25 sayı-17 ribaunt ile müthiş bir performans gösteren tecrübeli forvete Manu Ginobili 23 sayı-5 ribaunt-5 asist-2 top çalma ile eşlik etti. Richard Jefferson ise 19 sayı-7 ribaunt ile oynadı. Dallas cephesinde ise kenardan gelip ilk 5 oyuncularından daha fazla süre alan Jason Terry 27 sayı ile maçın en skoreri olsa da galibiyeti getiremedi. İlk maçın kahramanı Dirk Nowitzky 24 sayı-10 ribaunt-4 asist ile, Caron Butler ise 17 sayı-7 ribaunt ile oynadı.

San Antonio'ya taşınan seride bakalım bizi ne kadar çekişmeli maçlar bekliyor...


Read more
1

Oklahoma City Thunder:92 - Los Angeles Lakers:95


Lakers Oklahoma'yı çekişmeli geçen maçta 95-92 yenerek seride 2-0 öne geçti. Son dakikası heyecan fırtınasına sahne olan maçta önce Kevin Durant sonra da Jeff Green 3 sayılık atışlardan yararlanamadılar ve maçı takımlarına kazandırabilmek adına yakaladıkları fırsatı teptiler.

Maçın yıldızı şüphesiz ki 39 sayı 5 ribaund üreten Kobe Bryant oldu. Pau Gasol ise 25 sayı ile Kobe'nin en büyük yardımcısı oldu skorda. İlginç bir not ise, bu ikili dışında çift haneli rakamlarda sayı üretmeyi başarabilen Lakers oyuncusu olmadı bu maçta.

Diğer tarafta ise 32 sayı 8 ribaund 4 blok üreten Kevin Durant'in ve 19 sayı bulan Westbrook'un performansları yeterli olmadı.

Serinin gidişhatına bakarsak Oklahoma'da gerçekten güzel ve çekişmeli maçlar izleyebileceğiz gibi geliyor bana. Thunder şu ana kadar 2 maçta da baskıyı iyi idare etti. Fakat Lakers hem tecrübe hem de kadro kalitesi olarak onlardan daha iyi olduğundan seri 2-0 ' a geldi. Durant ise her ne kadar iki maçta toplan 56 sayı atsada(24 ilk maç-32 ikinci maç) düşük yüzdeyle şut atıyor ve çok fazla top kaybı yapıyor. ( 4 ilk maç- 8 ikinci maç)

Bakalım Thunder kendi evinde Lakers karşısında galibiyete ulaşabilecek mi?
Read more
0

Phoenix Suns: 119 - Portlans Trail Blazers: 90

İlk maçta ev sahibi avantajını Portland'a kaptıran Suns, ikinci maçı kazanıp seriyi 1-1 eşitliğe getirmeyi başardılar.

Maça hızlı başlayan taraf Phoenix oldu. Steve Nash ilk çeyrekte tam 9 asist yaptı. Çeyreğin sonunda Portland Camby ve Fernandez'in çabaları ile farkı azaltmaya çalışsa da ilk çeyrek 32-26 Suns üstünlüğü ile geçildi. iinci çeyreğe de Phoenix hızlı baladı. İkinci çeyreğin 3. dakikasında farkı 11'e taşıdılar. Çeyrek sonuna kadar karşılıklı basketlerle geçen maçta ikinci yarıya 63-49 Phoenix üstünlüğü ile girildi. İkinci yarının başında hücumda Suns'a cevap vermeye çalışan Portland bunda başarılı olamadı. Savunmada da iyi iş çıkaramayınca fark daha da açıldı. Son çeyreğe girilirken skorda 94-68 Suns üstünlüğü vardı.

Son çeyrekte oyunu dengelemeyi başaran Portland, bunun geç olduğunu maç sonuçlanınca fark etti ve maçı Phoenix 119-90 kazandı.

Ev sahibi ekipte Jason Richradson 29 sayı-6 ribaunt ile maçın en skorer ismi oldu. Grant Hill 10/11 gibi çok iyi bir şut yüzdesi ile 20 sayı atarken 8 de ribaunt çekti. Amare Stoudamire ise 18 sayı-7 ribaunt-3 asist ile oynarken, Steve Nash ise 13 sayı-16 asist ile double-double yaptı. Portland'da ise Kenardan gelen Martell Webster 16 sayı ile takımının en skoreri oldu.

Phoenix aldığı bu galibiyet ile seride 1-1'lik eşitliği sağladı ama saha avantajı Trail Blazers'ın elinde. Eksik olan Portland bu avantajı kullanabilecek mi ya da Phoenix bu amçta olduğu gibi hücum gücünü etkili kullanabilecek mi bunu serinin ilerki maçlarında görücez...
Read more
0

Atlanta Hawks: 96 - Milwaukee Bucks: 86

Atlanta, Bucks'ı mağlup ederek ev sahibi avantajını rakibine kaptırmadı.

Maça hızlı başlayan taraf ilk maçta da olduğu gibi Atlanta'ydı. İyi savunma yaparak ve hücumda özellikle Josh Smith ile etkili olarak başladılar ve ilk çeyreği 8 sayı farkla 20-28 önde geçtiler. İkinci çeyrek Bucks'ın 11-2'lik serisi ile başladı. Maçın başından beri Milwaukee ilk defa çne geçti (32-30). Bu seriye Atlanta'dan cevap gecikmedi ve 41-34 ile tekrar öne geçmeyi başardılar. İlk yarı Joe Johnson'ın son saniyedeki iki sayılık basketi ile 52-46 Hawks üstünlüğü ile sona erdi. İlk yarıda Bucks, ilk maça göre daha gayretli gözüktü. En azından farkın fazla açılmasını engellediler.

İkinci yarıya Atlanta hızlı başladı ve farkı 15 sayıya kadar çıkardı. Bunun üzerine Milwaukee mola aldı fakat moladan sonra hızlı bir giriş yapmalarına rağmen yine de etkili olamadılar. Hücumda Josh Smith'i durduramayınca ve Brandon Jennings etkisiz oyunu da buna takılınca son çeyreğe 76-62 Hawks üstünlüğü işe girildi. Son çeyrekte Milwaukee kıpırdansa da çabaları maçı kazanmak için yeterli olmadı ve Atlanta maçı 10 sayı farkla 96-86 kazanarak seride 2-0 öne geçti.

Hawks cephesinde Joe Johnson 27 sayı-4 ribaunt-6 asist ile maçın en skorer isim olurken ilk maçta 34 sayı bulan Jennings'e yaptığı savunma ile maçın gizli kahramanıydı. Atlanta'da maçın kahramanı ise Josh Smith oldu. 21 sayı-14 ribaunt-9 asist- 2 top çalma-2 blok ile tek bir asist yüzünden triple-double'ı kaçırdı. Al Horford ise 20 sayı-6 ribaunt ile oynadı. Bucks'da ise John Salmons 21 sayı ile takımının en skorer ismi olurken, temsilcimiz Ersan İlyasova 13 sayı-15 ribaunt (7 ofansif) ile etkili bir performans sergiledi. İlk maçın en skorer ismi Brandon Jennings ise 3/15 gibi çok kötü bir şut yüzdesi ile 9 sayıda kaldı. Bunda Joe Johnson'ın efektif savunması çok etkiliydi.

Atlanta evindeki ilk iki maçı kazanarak saha avantajını elinde tutuyor. Bucks ise hala o maç kazandıracak hareketliliği yakalamış değil. Seri 4-0'a doğru gidiyor...
Read more
0

Portland Camby ile devam dedi...


Portland Trail Blazers tecrübeli pivot Marcus Camby'nin sözleşmesini 2 yıl uzattı.

All Star arasından sonra Clippers'dan Steve Blake ve Travis Outlaw karşılığında Portland'ın yolunu tutan 36 yaşındaki Marcus Camby Trail Blazers ile 23 maça çıktı ve bu maçlarda Portland 17-6 gibi iyi bir yüzde yakaladı. Greg Oden ve Joel Prizybilla'nın yokluğunda takıma gerçekten önemli katkı sağladı.

Onu en az iki yıl daha sahalarda izleyebileceğiz demek oluyor bu...
Read more
0

NBA TV / 21 NİSAN


Bu gece NBA tv ekranlarında iki maç canlı olarak yayınlanacak;


Atlanta Hawks - Milwaukee Bucks 02.00

Phoenix Suns - Portland Trail Blazers 05.00
Read more
0

HOWARD ÜNVANI KAPTIRMADI !!


Dwight Howard üst üste ikinci kez yılın en iyi savunmacısı seçilerek bunu başaran en genç oyuncu oldu.

Orlando Magic'in yıldız pota altı oyuncusu oylamada 576 puan alırken, onu 136 oy ile Josh Smith, 113 oy ile Gerald Wallace takip etti. Howard bu sezon 18.3 sayı 13.2 ribaund ve 2.8 blok ortalamaları ile tamamladı Magic'in normal sezonu Cavs'in ardından (tüm NBA'de) 2. sırada bitirmesinde önemli rol sahibi oldu.

Daha önce bu ödülü arka arkaya iki kez kazanan oyuncular ; Bill Walton, Kareem Abdul-Jabbar, Hakeem Olajuwon ve Ben Wallace gibi lig tarihine geçmiş önemli isimler. Dwigth'da bu başarısı ile henüz 24 yaşında bu isimlerin arasına katılmayı başardı. Zaten lige geldiği günden beri büyük bir yıldız olacağına inanan pek çok insan vardı. Ve Superman onları yanıltmadı.

Zaten Ewing, Bill Russel gibi isimlerle beraber çalışan Mutombo ile de iletişim halinde olan birinin defansif anlamda kendini geliştirememesi zor bana kalırsa. Tabi Howard'ın müthiş fizik gücünün ve çalışma azminin de payı çok büyük.

Howard ise ödül hakkında; "bu ödül gerçekten önemli fakat bizim istediğimiz ödül şampiyonluk yüzüğü ve buna ulaşmak için tüm şehir tüm takım odaklanmış durumdayız. Oraya giden yol da benim bloklarımdan ve ribaundlarımdan geçiyor." demiş....

Burdan Howard'ı tebrik ediyoruz. (he okumaz ama olsun) Bakalım bu sene geçen seneki başarılarını bir adım daha yukarı taşıyarak o çok istedikleri şampiyonluğa ulaşabilecekler mi?
Read more
0

Cleveland Cavaliers: 112 - Chicago Bulls: 102

Cavs'in ev sahipliği yaptığı serinin ikinci maçında, ilk maçta da olduğu gibi Cleveland maçı kazanmayı bildi.

İlk periyodun başında dengeli bir oyun vardı. İlk maçta olduğu gibi Cavs Antawn Jamison ve Anthony Parker ile etkili olurken, Bulls sahadaki tüm oyuncularından katkı aldı. Dengeli giden çeyrekte dengeyi bozan King James oldu. Periyot sonunda üstüste 4 sayı bulan yıldız oyuncu farkı 6 sayıya yükseltti ve ilk çeyrek 22-28 sonuçlandı. İkinci çeyrek başında Chicago hücumda daha etkili gözükse de farkı kapatamadı. Çeyrek sonuna doğru iyi savunma yapan Bulls farkı kapamaya başladı ve ilk yarı sonunda fark 2 sayıya indi. Skorboard 50-52 Cavs üstünlüğünü gösteriyordu.

İkinci yarıya hızlı başlayan taraf Bulls oldu ve 2 dakika içinde 57-54 ile 3 sayı öne geçtiler. Çok çekişmeli geçen bu çeyrek sonunda liderlik hep el değiştirdi. Çeyrek sonunda Ilgauskas'ın serbest atıştan bulduğu sayı ile 77-77 berabere sonuçlandı.

Son çeyrekte ise tam bir Lebron James şov vardı sahada. Müthiş bir çeyrek oynadı King James. Bu çeyrekte 15 sayı bulan yıldız oyuncu takımına galibiyeti getiren performansı sergiledi.

Cavs cephesinde Lebron James 40 sayı-8 ribaunt-8 asist-2 blok ile gecenin yıldızı oldu. Antawn Jamison ise 14 sayı-4 ribaunt-3 asist ile takım arkadaşına yardım etti. Bulls'da ise Joakhim Noah 25 sayı-13 ribaunt-3 asist ile takımın en etkili ismi olurken, Derrick Rose 23 sayı-8 asist ile oynadı.

Bu sonuçla birlikte Cleveland seride 2-0 öne geçti. Bunda en büyük etken Lebron James'iin performansıydı. Sanırım Lebron şu anda ligte şampiyonluğu en çok isteyen 2 oyuncadan biri. Bakalım kim başarılı olacak? Chicago'ya taşınan seride Bulls James'i durdurmakta zorlanmaya devam ederse eğer süpürülmeleri hiç de zor gözükmüyor...
Read more
0

2009 - 2010 Top 10 Steals

Read more
0

2009 - 2010 Top 10 Asistleri

Read more
0

18 Nisan 2010 / Top 5

Read more
0

17 Nisan 2010 / Top 5

Read more
0

Dallas Mavericks Vs. San Antonio Spurs (İlk Maç : SAS : 94 - DAL : 100)


Playoff serisinin batı yakasındaki en dengeli eşleşmesi Dallas Mavericks ve San Antonio Spurs eşleşmesi oldu diyebiliriz. Son beş maçını kazanarak ikincilik mücadelesi verdiği dört önemli takımı geride bırakarak önemli bir iş yapan Dallas, normal sezon boyunca sakatlıklardan başını bir türlü kurtaramayan Spurs keyifli bir eşleşme oldu biz NBA severler için.

Batıda normal sezonun son anına kadar çekişmenin sürmesindeki en önemli takımlardan biri Dallas Mavericks idi.Bir çok takım dinlenirken onlar son ana kadar ikinciliği kovaladılar ve başardılar. Sezon arasında yaptıkları Drew Gooden, Josh Howard, Quinton Ross ve James Singleton karşılığında Carron Butler, Brendan Haywood ve Deshawn Stevenson takası ile daha iyi bir takım görüntüsü kazandılar ve üzerlerindeki beklenti bir nebze daha arttı diyebiliriz. Caron Butler ve Brendan Haywood un ne kadar isabetli birer takas olduğunu zaten izledikçe gördük. Bu gelişmelerin dışında zaten Jason Kidd, Dirk Nowitzki, Shawn Marion, Jason Terry gibi isimlere sahip olan Dallas gelen oyuncularla birlikte benim gözümde batının en önemli conferans finali adaylarından biri. Sezon başında yaşadığı problemleri atlatarak takımına mütiş katkı sağlayıp playoff a taşıyan Dirk Nowitzki playofflarada kendinden bklenen performans ile başlayarak Dallas hayranlarının yüreğine su serpti.

Spurs te ise işler normal sezonda beklendiği gibi gitmedi. Kadro yapısına bakıldığında Tim Duncan, Manu Ginobili, Tony Parker, Richard Jefferson gibi yıldızlara sahip olan Spurs normal sezon boyunca bir türlü kadro istikrarını sağlayamadı. Tony Parker sakatlanarak uzun süre takımdan ayrı kalırken, Tim Duncan ve Manu Ginobili ninde zaman zaman sakatlanarak takımdan uzakta kalmaları Playoff şanslarını zora soksa da, Spurs beklendiği gibi Playoff lardaki yerini aldı. Parker ın sakatlığı geçip normal sezonun son bölümde takımdaki yerini alabilse Spurs daha üst sıralarda yer alabilecek kadar rakiplerine yakın bir galibiyet serisi yakalayabilirdi. Yani Spursun batıyı 7. Sırada tamamlaması aslında takımın potansiyelini yansıtmıyor diyebiliriz.

Bu iki takımın eşleşmesinde sonucun ne olacağını kestirmek zor. Ama dün akşam oynanan karşılaşma yol gösterici olabiliri bizim için. Dün gece serinin ilk maçı oynandı ve Dallas sahasında rakibine şans tanımadı. Normal serzonda bu iki takımın karşılaşmalarında da Dallas rakibine oynadıkları 4 karşılaşmada 3-1 üstünlük sağladı.

Dün geceki maçta Tony Parker beklendiği gibi takımda ki yerini aldı fakat Gregg Popovich onu ilk beşte başlatmadı. Parker yerine George Hill tercihi de Hill in sakatlık sonrası performans düşüklüğünden bir türlü kurtulamaması engeline takıldı ve Parker hemen oyun başında oyuna dahil oldu ve 34 dakika süre aldı. İlk çeyrek başında karşılıklı sayılar üreten iki takım Hücumda pek zorlanmadı. Nowitzki ilk periyodta 8 sayı üreterek takımını ilk dakikadan itibaren sırtlamaya başladı. İkinci çeyreğe Ginobili ile hızlı başlayan Spurs hücumda zorda olsa sayı üretebildi fakat savunmada Dallası durdurma konusunda başarılı olamadı. Spurs zor attı, Dalas rahat skorda kaldı. Dallas ın yıldızı Dirk Nowitzki ilk yarıda 19 sayı üreterek takımın Spurs karşısında ayakta tuttu.

Üçüncü çeyrek başında maç çok hızlı başladı, mütiş bir tempoda geçen üçüncü çeyreğe iki takım karşılıklı top kayıplarıyla başladı. İki takımda eline geçen fırsatları değerlendiremediler ve skortda öne geçen olmadı. Başa baş bir mücadele sergileyen iki takımda iyi top çevirerek boş adamla kolay sayı üretmeyi akıl eden taraf Dallas oldu. Hücumda çok iyi bir şut isabet oranı yakalayan Dallas 7 sayı farkla üçüncü çeyreği tamamladı. Nowitzki önemli anlarda yaptığı şut tercihlerinde isabet yakalayınca takımını bir adım öne çıkardı.

Son çeyrekte ise mütiş performansını sürdüren Nowitzki tecrübeli Shawn Marion ile birlikte farkın kapanmasına hiç izin vermediler. Hücumlardan boş dönmeyerek maçı sonuna kadar bırakmayan Spurs, hücumda Nowitzıki yi durdurmayı başaramayınca mağlup olmaktan kurtulamadı ve maçı Dallas 94-100 kazanmayı bildi. Takım olarak iyi hücum eden Dallas ta sistem gerçekten iyi işliyor. Hücumda sıkıntı çektiklerinde Nowitzki gibi bir joker bulundurmak böyle maçlarda kilidi kırmakta önemli bir etken oluyor.

Maçı 36 sayı 7 ribuntla tamamlayan Nowitzki sahanın en skorer ismi olurken takımınıda galibiyete taşıdı. Dallasta galibiyete katkı sağlayan diğer isimler ise 22 sayı 6 ribauntla Carron Butler ve 13 sayı 11 asist ile double double yapan Jason Kidd oldu. Spurs te ise 26 sayı 4 tibunt 6 asist 3 top çalmayla oynayan Ginobili ve 27 sayı 8 ribaunt ile oynayan Tim Duncan ın bu müthiş performansları galibiyet için yeterli olmadı. Sakatlıktan dönen Tony Parker ın 18 sayı 4 asistlik performansı da serinin geri kalan maçları için Spurs a umut verdi.

Dallas ın kazandığı bu maç onları nekadar bir adım öne taşısa da Spurs turu geçebilecek herşeye sahip gibi görünüyor. Serinin bundan sonraki maçlarında Nowitzki nin Dallas adına yapacakları Dallas için önemli gibi görünüyor. Bence seriyi avantajı elinde bulunduran Dallas geçecek gibi görünüyor. İkinci maç serinin gidişatını belirleyecek maç olacak bence. Spurs Nowitzki yi durdurmayı başarır ve bu maçta ki performansını 2. maça taşıyabilirse alacakları bi galibiyet onlar içinde seriyi geçmek adına önemli bir ateşleyici unsur olabiliri.

Benim bu seri için tahminim Nowitzki atmaya devam eder ve seriyi 4-1 ile Dallas geçer.
Read more
0

Phoenix Suns: 100 - Portland Trail Blazers: 105


Amare'nin sakatlıktan müthiş dönüşü ile normal sezonda fırtına gibi esen Suns, beklenildiği gibi Playoff'lara yine hüsranla başladı. İki sezondur Greg Oden'ın sakatlığı ile uğraşan Trail Blazers, bir de takımın skor yükünü çeken Brandon Roy'suz Playoff'lara girse de, Suns geleneğini bozmadı.

Andre Miller'ın 31 sayı ile maçın yıldızı olduğu gecede Blazers deplasmanda galip gelerek ev sahibi avantajını eline geçirdi. Aldridge 22 sayı ile Marcus Camby'de 17 ribaund ile galibiyette önemli pay sahibi oldular.

Suns adına ise 25 sayı 9 asist ile oynayan Steve Nash ve 18 sayı üreten Amare'nin çabaları yeterli olmadı.

Her ne kadar süpriz sayılabilecek bir sonuç olsa da bu maç bize gösterdi ki; Suns play off'ların sertliğini ve savunma ciddiyetini kaldırabilecek durumda değil. Eğer Roy sağlıklı olsaydı bize çok daha farklı süprizler izletebilirdi.
Read more
0

Charlotte Bobcats:89 - Orlando Magic:98


Orlando kendi evinde Bobcats'i 98-89 luk skorla yenerek seride 1-0 öne geçti.

Bir ara farkı 22 sayıya kadar çıkardığı maçta rakibinin kendisini yakalamasına izin veren Magic'de maçın yıldızı 32 sayısının 24 ünü ilk çeyrekte atan Jameer Nelson oldu. Garip ama gerçek :)

Dwight ise faul problemine girdiği maçta sadece 28 dakika sahada kalabilirken 5 sayı ve 9 blok üretti. 9 blok gerçekten çok etkileyici bir rakam... Diğer bir faul sorunu yaşayan Magic oyuncusu ise
4/19 gibi felaket bir şut yüzdesiyle 12 sayı bulan Vince Carter oldu. Carter 6 faulle oyun dışı kalmadan önce 30 dakika süre buldu.

Bobcats adına ise maçın yıldızı 25 sayı 17 ribaund ile double double yapan All star forvet Gerald Wallace oldu. Ona 19 sayı ile Felton, 18 sayı ile Stephon Jackson eşlik etti.

Bu maç bize gösterdi kki Jordan'ın yeni takımı Charlotte pes etmeye niyeti olmadığını gösterdi bu maçta muhteşem geri dönüşü ile. Her ne kadar maçı kazanmaya yetmese de bu çaba , eminin Majestelerinin yüzünü güldürmüştür. Orlando ise sinirlerine hakim olmak ve daha sakin oynamak zorunda aksi takdirde ummadıkları bir süpriz ile karşılaşabilirler...
Read more
0

Oklahoma City Thunder:79 - Los Angeles Lakers:87


Los Angeles Lakers serinin ilk maçında Oklahoma City Thunder'ı 87-79 luk skorla geçmeyi başardı.

Maçı pek fazla takip edemedim ama izlediğim bölümlerden ve okuduğum yazılardan Lakers'ın pota altını domine ettiği şeklinde bir fikir çıkardım. Gasol'un 19 sayı 13 ribaund, sakatlıktan dönen Bynum'un 13 sayı 12 ribaund'luk performansları da benim bu düşüncemi destekler nitelikte. Kobe ise 6/19 ile 21 sayı üretmiş dün gece... Açıkcası böyle düşük skorla bir maçta iyi bir katkı fakat 6/19 da pek iyi bir yüzde değil hani...

Thunder cephesinde ise maç boyunca ayakta kalan iki isim olmuş, Russel Westbrook ve Kevin Durant... Westbrook maçı 23 sayı 8 asist ile tamamlamış ve bence maçın en efektif performansına imza atmış.Durant ise 24 sayı bulmuş fakat bunu 7/24 şut yüzdesi ile yapabilmiş...

Seri umduğumum gibi güzel başladı... Oklahoma savaşmadan teslim olmayacağını göstermiş bu maçta. Lakers ise istediği zaman savunmada nasıl hayvanlaşabileğini ve play off'ların neden daha farkı olduğunu genç Thunder'a öğretmeye başlamış...
Read more
2

Memo 5 Ay Sahalardan Uzak


NBA'de Utah Jazz'da forma giyen temsilcimiz Mehmet Okur'un, Denver Nuggets maçında sol ayağındaki sakatlığı nüksettiği için sezonu kapattığı açıklandı.

NBA’de Utah Jazz forması giyen milli basketbolcumuz Mehmet Okur’dan kötü haber. Playoff ilk tur mücadelesinde Denver Nuggets deplasmanında sol ayağındaki sakatlığı nükseden Okur’un NBA’de sezonu kapattığı açıklandı.

7 Nisan’daki Houston Rockets maçında sol ayak aşil tendonundan sakatlanan Okur, New maçında oynamamıştı. Takımı için büyük önem taşıyan Golden State ve Phoenix maçlarında ağrılarına rağmen forma giymiş, Denver’a karşı da iğneyle sahaya çıkmıştı. Sakatlandığı pozisyonda ayağından bir ses geldiğini söyleyen Mehmet Okur’un aşil tendonunun kopmuş olabileceği bildirildi.

Mehmet Okur'un 5 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı.
Read more
0

4. Maç: Utah Jazz: 113 - Denver Nuggets: 126

Denver Nuggets play off ilk turu ilk maçında kendi evinde Carmelo Antony ve J.R Smith'in etkili oyunları ile sahadan 126-113 galip ayrılmayı başardı.

Maça tek kelimeyle damga vuran Carmelo 42 sayı üreterek play off ta kariyer rekoru kırarken, 20 sayısının 18'ini son çeyrekte üreten J.R Smith'de güzel bir gece geçirdi. Maç sonu Boozer, Melo hakkında inanılmazdı yüzünde el varken bile şutları sokmayı başardı onu durduramadık açıklaması yapmış...

Utah'da ise 26 sayı 11 asist ile double double yapan Deron Williams ve 19 sayı üreten Boozer'ın çabaları yeterli olmadı. Ayrıca milli yıldımız Mehmet Okur 2. periyotta sakatlanarak sahayı terketti ve bir daha da geri dönemedi. Sahada kaldığı 11 dakikada 7 sayı üreten Memo'nun sol aşil tendonundaki sakatlığnın nüksettiği ve durumun ciddiyetine göre (yırtık ya da kopma tendonda) 3 ila 8 ay sahalardan uzak kalabileceği söyleniyor. Memo'nun bu kadar formdayken böyle talihsiz bir sakatlık yaşaması Jazz adına gerçekten üzücü. Sadece onları değil bizi de ilgilendiriyor bu sakatlık, muhtemelen Memo yazın Türkiye de düzenlecek Dünya Şampiyonasına da katılamayacak.... Geçen perşembe sakatlıktan dönen fakat antremanda tekrar sakatlanan AK47'den sonra Memo'nun play off'ların dışında kalması serinin rengini değiştirdi ve ibre Nuggets yönüne kaydı bence...

Ayrıca maçla ilgili güzel bir notu paylaşmak izliyorum; Jerry Sloan maç sonunda , "saha kenarında zıplayan ve hakemlere itiraz eden Karl'ı göremediğim zaman basketbol'un o kadar da önemli olmadığını anladım."açıklaması ile çok iyi bir koç olmasının yanı sıra güzel de bir insan olduğunu gösterdi bizlere....

Kısaca maçı özetlemek gerekirse Melo, Melo, Melo, Melo-J.R Smith ... :)
Read more
0

3. Maç : Miami Heat : 76 - Boston Celtics : 85


Dünkü yazımda da belirttiğim gibi maçta gerçekten üst düzey performanslar koydu iki takımda ortaya. İki çok koşan takım, ikisininde savunması hücum etkinliğine göre daha etkili diyebiliriz. Ama ben şahsen Boston nun sahasında ki ilk maçı kaybetmeyeceğini düşünüyordum ve öyle oldu. Maç ilk çeyrekten itibaren büyük bir çekişmeye sahne oldu. İlk çeyrek karşılıklı sayılarla geçilirken iki takımda hücumda iyi top dolaştırarak sayılar buldular.ilk çeyreği Miami 29-28 önde tamamladı. İkici çeyrekte ilk çeyrekte yaşananların devamı niteliğindeydi fakat savunmalar gittikçe ağırlaştı iki takım toplamda sadece 28 sayı üretebildi! 2. Çeyrek skoru 15-13 Miami üstünlüğüyle geçildi ve ilk yarıyı Miami 44-41 önde tamamladı.

Üçüncü çeyrekte ise iki takımda karşı savunmayı geçmekte zorlanınca sayı bulma işi takımların süper yıldızlarına düştü. Wade 10, Pierce 11 sayı üreterek takımlarını bu çeyrekte sırtladılar. Çeyreğin son bölümünde Miami 14 sayılık bir fark yakaladı, Wade hücumda topları iyi kullanabilse son çeyreğe Miami nin büyük bir avantajla girmesi işten bile değildi fakat bu bölümde Wade kaçırıp Pierce arka arkaya 9 sayı üretince fark kapandı ve Miami son çeyreğe sadece 2 sayı farkla 66-64 önde girebildi.

Müthiş bir playoff u bize müjdeleyen bir son çeyrek oynandı. İki takımda maç boyunca seride ne kadar üstünlük kurmak istediğini mücadelesine yansıttı. Hatta bu çeyrekte küçük çaplı birde kavga yaşandı. Pierce a yapılan bir ikili sıkıştırma sırasında, Pierce yerde kalınca küçük bir arbede yaşandı. Kevin Garnet rakibi Quentin Richardson a dirsek atarak ikinci teknik foulden oyun dışında kaldı. Boston üçüncü çeyreğin sonunda 14 sayı geriye düşmelerinden sonra fırtına gibi esmeye başladı. Son çeyrekte rakibine sadece 10 sayı atma izni veren Boston nekadar istekli ve ateşli olduğunu rakibine kabul ettirdi. Son çeyreğin başı itibariyle üstünlüğü ele alan Boston 9 sayı farkla maçı 76-85 kazanarak seride durumu 1-0 a getirdi.

Bostonda Paul Pierce takımının en skorer ismi olurken, Kevin Garnet 15 sayı 9 ribauntla karşılaşmayı tamamladı. Rajon Rondo ise maçın gizli kahramanı oldu. 10 sayı, 10 asist ile double-double yaptı. Miami de ise 26 sayı 8 ribaunt 6 asist ile Wade gecenin en skorer ismi olmasına rağmen takımına galibiyeti getiremedi.

Bu seri ilk maçtan bence en çekişmeli eşleşme olduğunu bizlere gösterdi. Miami kolay kolay seriyi bırakacağa benzemiyor. Boston dün gece seyircisi önünde 14 sayı geriden gelerek kazanmayı bildi ancak işler onlar için Airlines Arena da pekte kolay olmayacağa benziyor. Bu seriyi kaçırmamanızı tavsiye ediyorum şahsen.
Read more
0

2. Maç: Atlanta Hawks: 102 - Milwaukee Bucks: 92

Gecenin ikinci maçında Hawks ve Bucks, Atlanta'da karşı karşıya geldi.

Maç Marvin Williams'ın serbest atış sayıları ile başladı. Pota altını ilk dakilarda iyi kullanan taraf Atlanta oldu. Bunun yanında iyi de savunma yaptıkları için farkı arttırmaya başladılar. İlk çeyreğin bitimine 4.13 kala Atlanta 11-0'lık bir seriye başladılar ve farkı 10 sayıya çıkarttılar. Burada bir not düşmek istiyorum. İlk çeyreğin bitimine 2.19 kala Jamal Crawford 10 yıllık NBA kariyerinde ilk Playoff sayılarını kaydetti. İlk çeyrekte sonunda skorda Atlanta'nın 34-17 ile Bucks'ı ikiye katladığı görüldü. Bu çeyrekte Atlanta'nın blokları havada uçuştu.

İkinci çeyrek başında Ersan oyuna girdi ve üstüste iki basket ile 4 sayı buldu. Fakat Jamal Crawford, alan savunması yapan Bucks savunması üstünden üstüste iki üçlük göndererek farkın kapanmasını engelledi. Bucks, Ersan'ın oyuna girmesi ile dengeyi biraz kurdu. Maç karşılıklı sayılar ile devam etti. Bu sayılardan sonra iki takım da hücumlardan boş dönmeye başladı. Bu seri içinde Joe Johnson 4 sayı buldu ve farkı biraz daha arttırdı. Jennings biraz kıpırdansa da Al Horford'ın basket faulu Bucks'a mola aldırdı. Milwaukee ikili oyunlardan sayı bulmaya çalıştı ilk yarı boyunca ama bunda pek başarılı olmadı. Bunda Atlanta'nın müthiş savunmasının etkisi yüksekti. İlk yarının bitimine 3.10 kala Bibby'nin sayıları ile fark 20'ye çıktı (51-31). Atlanta boyalı alandan toplam 30 sayı buldu bu dakikaya kadar. Pota altındaki bu etkinliğin en büyük nedeni Bogut'un ve onun sertliğinin eksikliğiydi. Son iki dakikaya girilirken Jennings tekrar hareketlenmeye başladı fakat tekrar Bibby tarafından cevaplandı. Jennings'in zorlamaları ile maç içinde kalmaya çalışan Bucks, farkı kapatamadı ve ilk yarı 22 sayı farkla 62-40 Hawks üstünlüğü ile geçildi. Jennings bu yarıda 20 sayı bulurken 5 de blok yedi.

İkinci yarı Salmons'ın ve Bibby'nin karşılıklı sayıları ile başladı. Daha sonra Jennings atmaya devam etti ama farkı kapatamadı. Bucks'ın son 16 sayısının 14'ü Jennings'den geldi. Bucks penetreler ile boyalı alanı kullanmaya başlarken savunmasını da sertleştirdi. Josh Smith bu penetreleri blok tehditi ile savunmaya çalıştı ama Jennings bu kez de buna 3'lük ile cevap verdi. Jennings 30 dakika içinde 30 sayı üretti. Bucks savunması sertleşince fark da kapanmaya başladı. 12-0'lık bir seri ile fark 12'ye inince Hawks kenar yönetimi mola aldı. Mola sonrası Atlanta 4 sayı buldu ve farkı tekrar arttırmaya başladı. Fakat Bucks buna cevap verdi ve farkı yeniden 12'ye indirdi. Bucks'ın iyi savunması devam edince fark yeniden kapanmaya başladı ve 3. periyodun bitimine 36 saniye kala farkı 7'ye indirdi. Fakat sahneye Bibby çıktı tekrar ve üçlüğü ile farkın daha da kapanmasına engel oldu. Crawford'ın serbest atıştan bulduğu sayı ile farkı 11'e taşıdı. Çok uzaklardan kullanılan şut girmeyince 3. çeyrek 81-70 Atlanta üstünlüğü ile geçildi.

Son çeyrek Bibby'nin sayıları ile başladı. Buna cevap Luke Ridnour'dan üç sayılık basket ile geldi. Zaza'nın orta mesafeli isabetinden sonra Ersan iki serbest atış kaçırdı. İlk dakikalarda iki takımın da savunma direnci düşmüş gibi görünüyordu. Daha sonra iki takım da hücumdan da düştüler ve karşılıklı boş hücumlar geldi. Bitime 7.53 kala Ersan'ın üç sayılık basketi ile fark 7'ye inse de, buna cevap gecikmedi. Crawford kendi üçlüğü ile buna cevap verdi ve fark tekrar 10'a çıktı. Dinlenen Jennings oyuna girdi. Maçın bitimine 5.05 kala Atlanta mola aldığında skor 92-84'dü. Moladan sonra Horford ile post basket bulan Hawks farkı tekrar 10'a çekti. Moladan sonra Atlanta savunması sertleşti. Hawks hücumda Joe Johnson ile iki sayı bulunca Milwaukee kenar yönetimi bitime 3.31 kala mola aldı. Mola sonrası Jennings zorlama bir atış kullandı ve bunda başarılı olamadı. Ribaundu Josh Smith çekti fakat Hawks hücumda topu kaybetti ve Stackhouse ile hızlı hücumu iyi değerlendirdiler. Atlanta bir top daha kaybetti ve Mbah a Moute basket faul kazandı ama serbest atışı kaçırdı. Joe Johnson'ın eller üstünde şutu girince fark yine 10'a çıktı. Bitime 1 dakika kala Jennings'in iki sayısı ile fark 8'e indi. Atlanta hücumdan boş dönünce bitime 50 saniye kala Bucks bir mola daha aldı. Bucks maçı kolay kolay bırakmayacak gibi duruyordu. Fakat mola sonrası kaçan üç sayılık atış umutları azalttı. Faul hakkı da dolmayan Milwaukee taktik faullere başladı ama zaman kaybetmeye devam ediyordu. Bucks'ın son çabaları da yeterli olmayınca Atlanta maçı 102-92 kazandı.

Atlanta cephesinde 22 sayı-7 ribaunt-5 asist ile oynayan Joe Johnson takımının en skorer ismi oldu. Mike Bibby 8/9 gibi müthiş bir yüzde ile şut attı ve 19 sayı-3 ribaunt-3 asist üretti. Kenardan gelen Jamal Crawford 17 sayı ile oynarken, Josh 12 sayı-10 ribaunt-4 blok ile pota altını kararttı. Al Horford ise 15 sayı-7 ribaunt-5 blok ile pota altını karartan diğer bir oyuncuydu. Bucks cephesinde Brandon Jennings 34 sayı ile maçın en skorer ismi oldu. John Salmons 16 sayı-5 ribaunt-6 top çalma ile oynarken, Ersan İlyasova ise 11 sayı-6 ribaunt ile mücadele etti.

Atlanta başından sonuna kadar üstün götürdüğü maçta 2. yarıda biraz bocalasa da kazanmayı bildi. Özellikle ilk yarıda pota altında hem hücumda hem de savunmada etkili oldular ve farkı açmayı başardılar. Buradaki temel etken Bogut'un eksikliği oldu. Bucks daha ilk maçtan o eksikliği hissetti. İlk 3 periyotta 32 sayı bulan Jennings ise son çeyrekte sadece 2 sayı bularak beklentileri karşılayamadı. John Salmons ise 6 top çalmasına rağmen normal sezonun sonlarına doğru bulduğu yüksek skorlara bu maçta erişemeyince mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Burada Mike Bibby ve Jamal Crawford'a ayrı birer parantez açmak istiyorum. Bibby çok yüksek bir şut yüzdesi ile oynadı. Maçın kırılma anlarında ona verilen görevi fazlasıyla yerine getirdi. Jamal Crawford ise 10 yıllık kariyerinde ilk Playoff sayılarını kaydetti ve 17 sayıya ulaştı. Atlanta çok etkili gözüktü. Eğer Bucks pota altında cevap veremezse süpürülmesi içten bile değil...
Read more