RSS
email

"10" numara oyun kurucu!!!

NBA tarihinden ilk aklınıza gelen point guardlar kimlerdir? Eminim ki saymaya başladınız içinizden. Magic Johnson, John Stockton, Jason Kidd... Bu isimler arasında eminim ki aklınızdan geçmiştir Steve Nash.
7 Şubat 1974 tarihinde Güney Afrika'nın başkenti Johannesburg'da dünyaya gözlerini açmış Nash. 18 aylıkken ailesi Kanada'nın Vancouver kentine göçünce, büyüme çağını bu bölgede geçirir. Babası profesyonel bir futbol oyuncusu olduğu için spora ilk olarak futbolla, ve tabii ki Kanada'nın milli(!) sporu olan buz hokeyi ile başlamış. Daha sonra kariyerini basketbola yöneltmeye karar veren yıldız, etrafındakilere NBA liginde bir gün forma giyeceğini söyleyince dalga geçilmiş. Lise yıllarında basketboluyla dikkatleri üzerine çeken Nash; Arizona, Duke, Indiana, Maryland gibi üst düzey kolej takımlarına katılmayı reddedip Santa Clara Üniversite'sinin yolunu tuttu. Burada dört yıl geçiren oyuncu, 1994-1995 sezonunda konferasında Yılın Oyuncusu ödülünü aldı.

1996 yılında ise Draft vakti gelmişti. Phoenix Suns tarafından 1. tur 15. sıradan seçildi. Aynı yıl Draft'ta Allen Iverson, Marcus Camby, Ray Allen, Kobe Byrant, Jermain O'neil gibi yıldız oyuncularla lige giriş yaptı. İlk iki yılını Suns forması altında geçiren oyuncu, point guard yeteneklerini geliştirebilmek için yararlanabileceği üç oyuncu ile birlikte çalışma fırsatı buldu. Bunlar Sam Cassell, Kevin Johnson ve Jason Kidd'di. 2 sezon sonra Santa Clara'dan eski arkadaşı Donnie Nelson (Don Nelson'ın oğlu) ile görüştükten sonra, o zamanlar Dallas Mavericks koçu olan Don Nelson ile çalışmak istediğini bildirdi. 1998 Draft seçimi döneminde Martin Müürsepp, Bubba Wells, Pat Garrity'nin Draft hakları ve bir tane de 1. tur Draft hakkı karşılığında Dallas'ın yolunu tuttu.
O yıl Dallas Draft gecesi nam-ı diğer "Tractor" Robert Traylor'ı seçti. Fakat o gece bu oyuncu Milwaukee Bucks'a, Bucks'ın seçtiği genç Alman oyuncu Dirk Nowitzki karşılığı takas edildi. Böylece Dallas üzerine takım kurulabilecek bir guard ve bir forvet sahibi oldu. Dallas'taki ilk iki sezonunda sakatlıklar boğuştu yıldız oyun kurucu. 2000-2001 sezonunda ise 70 maçta oynayan oyuncu 15.6 sayı, 2.3 ribaunt ve 7.3 asist ortalamaları ile mücadele etti ve takımını Novitzky, Juwan Howard ve Michael Finley ile birlikte Playoff'lara taşıdı. Fakat çeyrek finalde karşılarında Spurs vardı ve bu engeli geçemediler. Steve Nash, 2001-2002 ve 2002-2003 normal sezonlarında maç kaçırmadı.
2003-2004 sezonunun sonunda Free Agent olan oyuncu ilk olarak Dallas'da kalmak istedi. Fakat Nowitzki üzerine yeni bir takım kurmak isteyen Mark Cuban, savunma yapmadığı gerekçesi ile Nash ile yeni bir kontrat yapmayı reddetti. Aynı dönemde eski takımı Suns tarafından kendisine 63 Milyon Dolarlık ve altı yıllık bir anlaşma önerildi ve bu teklifi kabul ederek eski takımına geri döndü. Burada karşısına Koç olarak Mike D'antoni çıktı. D'antoni, takımını tamamen hücuma dayalı hızlı bir basket oynatmak istiyordu. Steve Nash için biçilmiş bir kaftandı bu oyun stili. Öyle ki daha ilk sezonunda 15.5 sayı, 3,3 ribaunt ve 11.5 asist ortalamaları ile oynadı ve MVP ödülünü kazandı. O sezon Playoff'larda ilk turda Memphis'i süpüren Suns, ikinci turda Dallas ile karşılaştı ve seriyi 4-2 kazandı ve Batı Finali'nde Spurs'e elenmekten kurtulamadı. 2005-2006 sezonunda ise en yüksek sayı ortalamasını tutturdu ve normal sezonda 18.8 sayı ortalaması ile oynadı. Bunun yanında 4.2 ribaunt ve 10.5 asist ortalamaları ile üstüste ikinci kez MVP ödülünü kazandı (Bu başarıyı elde eden diğer NBA yıldızları Tim Duncan, Micheal Jordan ve Kareem Abdul-Jabbar).
2006-2007 sezonunda usta oyun kurucu 18.6 sayı ve 11.6 asist ortalamaları ile oynadı. Sezonun en iyi ilk beşine takım arkadaşı Amare Stoudemire ile birlikte seçildirler ve bunu 2003-2004 sezonunda Kobe-Shaq ikilisinden sonra başaran ikinci ikili oldu. Playoff'larda ise Lakers'ı elemeyi başardılar fakat Spurs daha fazla ilerlemelerini engelledi. 2007-2008 sezonunda ise 16,9 sayı ve 11.1 asist ortalamaları tutturdu. Suns yeni bir oluşum içerisine girmek için takımda mutsuz olan Shawn Marion'ı takas ederek 4 şampiyonluk yüzüğü bulunan tecrübeli pivot Shaquille O'neil'ı takıma kazandırdı. Playoff'larda ise gelenek bozulmadı ve Spurs tarafından elendiler. 2008-2009 sezonunda ise 15.7 sayı ve 9.7 ribaunt ortalamaları tutturdu. Takımdaki yeni oluşuma yeni koç Terry Porter tarafından devam edildi ve takımda savunma yapan iki oyuncu Raja Bell ve Boris Diaw gönderilerek takasla yerlerine yıldız oyuncu Jason Richardson kazandırıldı. O sezon bekleneni veremeyen Suns Playoff'lara kalamadı.
Bu sezon ise Playoff'lara az bir zaman kaldı yaklaşık olarak 15 maç. Suns şu anda Batı'da 6. sırada ve Playoff yapacaklar gibi gözüküyor. Nash ise 16.9 sayı ve 11.1 asist ortalamaları ile double-double ı yakalamış durumda. Ayrıca şu anda ligde asist krallığında 1. sırada.
Steve Nash'in aldığı ödüllere bir toplu bakış atarsak eğer:
- 2 kez NBA Normal Sezon MVP ödülü aldı,
- 7 kez NBA All-Star takımına seçildi,
- 3 kez NBA Normal Sezon En İyi Beş'ine seçildi,
- 1 kez NBA Normal Sezon En İyi İkinci Beş'ine seçildi,
- 2 kez NBA Normal Sezon En İyi Üçüncü Beş'ine seçildi,
- 2 kez NBA Haftasonu Yetenek Yarışması Birincisi oldu.

Yetenekleri, efendiliği, futbola düşkünlüğü, verdiği inanılmaz pasları, özel yaşamı, kısacası tüm hayatı ile örnek bir sporcu Steve Nash. 36 yaşına rağmen hala üst düzey basketbol oynayabilecek kapasitede bir oyuncu. Her zaman izlemekten büyük keyif almışımdır kendisini. Umarım daha uzun seneler izleyeceğiz kendisini.

Bookmark and Share

0 yorum:

Yorum Gönder